12 Mart 2013 Salı

aşkın rengi pembedir...part-2

sonra ne mi oldu?
"çok fena soru çözerim" diye diye koskoca seneyi yedik bitirdik birlikte,aynı sırada..  herkes savruldu gitti başka illere.. o İstanbul üniversitesini kazanmıştı,mühendis olacaktı,ben de Ankara üniversitesinde matematik okuyacaktım.. kalemim onda kaldı ve biz koptuk...
bitti mi hikaye? tabi ki hayır,daha yeni başladığını anladığımda üstünden 2 yıl geçmişti.. 
çirkindim,kısa ve öz,gerçekten çirkindim(şimdi güzelim demiyorum ama ergendim,telliydim,gözlüklüydüm,sivilceliydim,kısa saçlıydım falan filan)  beni unutmaması için geçerli hiçbir sebep yoktu ortada.. üniversite 2.sınıfa kadar değil sesini,adını bile duymadım kimseden.. yıllar geçmiş ve biz birbirimizi bir sosyal paylaşım sitesinde bulmuştuk.."ne kadar değişmişsin" dediğinde,saçım uzamış,sivilcelerim tedavi görmüş,gözlüklerim emekliye ayrılmıştı.. etkiledi mi bu görüşünü bilmem ama bu cümle bana yüzyıllarca yeterdi.. internetten ve telefonla görüşmeye başlamıştık.. henüz hiç görüşmemiştik yüzyüze ama netten nerdeyse her gece görüşüyor,gecenin körüne kadar msjlaşıyorduk.. bu benim için mucizevi bir mutluluk sebebiydi..  
bir akşam saat 2 sularında msj atmıştı uğur :
-nbr? uyudun mu?
uyur muyum? uykumdan kalkar cvp veririm:)  genelde hep gece msj atardı,dayanamadım sordum,neden sürekli herkesin uyuduğu saatte sen oturuyorsun,uyanık olduğum saatlerde msj atmıyorsun? 
sonra öğrendim ki,kaldığı yurt odasında kalabalıktan dolayı ders çalışamıyormuş,bu nedenle okuldan gelince millet okuldayken o uyuyor,herkes uyuyunca da o ders çalışıyormuş.. üzülmüştüm valla.. çünkü benim rahatım yerindeydi,özel yurtta tek kişilik odada borumu öttürüyordum.. o gece de yine ders mi çalışıyordu diye merak edip sordum..
-yarın sınav var ama çalışmadım,kalırım büyük ihtimalle ,bütünlemede veririm artık. dedi..
uzun zamandır aramızda bi konu vardı,evde kalma konusu=) evde kalırsam beni alacağını söylemişti,içimden nasıl sevinmiştim buna=)) o ders çalışmadığını söyleyince de 
-sen okulu bitirmezsen beni nasıl alacaksın? bana bakamayan adamla ben evlenmem ki dedim..
yıllar sonra öğrendim ki,sırf ben böyle söylediğim için o saatten sonra kalkmış çalışmış ve o sınavı geçmiş:)
o sıralarda ben her ay Tekirdağ'a annemleri görmeye geliyordum.. Uğur geldiğimde görüşmek istediğini söyledi.. geldiğim gibi aradım,buluştuk.. en meşhur pastaneye gittik,o gün öğrendim ki Uğur'un sevdiği pasta tiramisu.. ve benim hala yapmayı bildiğim tek tatlı tiramisu=)
o gün ne giydiğimi uzun yıllar hep hatırladı..ben şuanda bile hatırlamıyorum ama onu arayıp sorsam eminim hala unutmamıştır:) hafızası zehir gibidir.. 
tekrar okullara döndük ve yaz tatilini beklemeye başladım.. hala görüşüyor,hala konuşuyorduk.. bi gün onun için komik olan ama benim için bir kıza gönderilmesi uygun olmayan karikatür tarzında birşey göndermişti bana ve ben çok sinirlenmiştim.. restimi çekiverdim..arnavut damarıma tüküreyim,küstüm mü de geri dönüşüm zordur.. yaz tatili geldi,ben Tekirdağ'a döndüm ama  o avuç içi kadar yerde bir kerecik olsun karşılaşmamıştık.ta ki benim doğum günüme kadar.. o zamanlar kontör yükleme mantığı vardı bilirsiniz.. doğum günümde msj atanlara cvp vermemiştim,kontör de yüklememiştim..birden aklıma uğur geldi.. ya mesaj atarsa, ya doğum günümü hatırlarsa? hemen yanıma kuzenimi alıp çarşıya indim kontör yüklemeye.. Yüce Rabbimin mucizeleri işte! çarşıda 2 ortak arkadaşımızla beraber bir baktım ki karşıdan uğur geliyor.. kalbim ağzımda atıyordu.. güneş gözlüklerimin varlığından faydalanıp yanına gelene kadar gördüğümü belli etmedim.. sonra da şaşırmış gibi yapıp ayaküstü sohbet ettik.. konuşmayalı çok olmuştu,özlediğimi farkettim.. ilk kez onu özlemiştim.. duygularımın tarifi yoktu.. kontör alıp eve dönerken tekrar karşılaştık,anladım ki Allah'ın dua kapıları açıktı o gün.. eve gittim,içim içime sığmıyordu.. 
gece oldu ve doğum günümün bitmesine dakikalar kalmıştı.. ve Uğur hatırlamamıştı..  saat 23:57 de dayanamadım, "doğum günümün bitmesine son 3 dk var,kutlamazsan birdaha konuşmayacağım seninle.."tarzında bir msj attım... hikaye asıl o msjla başlamış meğer :)
devamı gelecek;) beklemede kalın:)

8 Mart 2013 Cuma

aşkın rengi pembedir...part-1

           aşkın rengi pembedir...bana göre de öyleydi.. onu görmek,onu izlemek,bir yerlerde var olduğunu bilmek yetiyordu..
yıl 2001...
liseye yeni başlamış,dişlerimde tellerim,gözümde gözlüklerimle ergenliğe adapte olmaya çalışırken gördüm onu..kısacası şansım sıfır! damaklı tel kullananlar bilirler,"2 "bile diyemezsiniz ağzınızda o teller varken..ben daha çözdüğüm sorunun cevabını söylemeye çekinirken,nasıl derdim "senden hoşlanıyorum"? o zaman kafamı kaldırıp da o yeşil gözlerini hiç görmediğimi farkettiğimde çoktan aşık olmuştum...
hazırlık sınıfında hızlı bir çocuktu Uğur..haftada bir değişirdi yanında gördüğüm kızlar.. bense yanından bile geçememiştim daha... çapraz sınıfta oluşunun avantajını kullanır,kapı aralığından bakmakla yetinirdim.. annemin katı kuralları da vardı üstelik..zaten olmayan şansımı eksilere düşürürdü,"asla sevgili edinemezsin" o zamanın cümlesiyle "istedik tutamazsın!" anlamı karışık biraz:) kısacası olmazdı ve olmadı da..
ben lise boyunca hiç söyleyemedim..Hazırlık sınıfında aynı sınıfta olamadık,ama aynı çatı altındaydık.. lise-1 de de aynı sınıfta değildik ama aynı bahçedeydik.. lise-2 de de aynı sınıfta değildik ama yan sınıftaydı..ve ben ısınmak için hep onların sınıfın kapısındaki kaloriferde dikilir dururdum..halbuki hep hava yapardı o kalorifer ve yarısı buzz gibi olurdu ama benim içim ısınırdı..çünkü o, her zil çaldığında o sınıfa gelirdi ve ben ısınırdım..
lise-3 te yine aynı sınıfta değildik ama aynı dersanedeydik:) her okul çıkışı millet cafelere giderken biz etüte giderdik:) benim hala tellerim vardı ve annemin kuraları hala geçerliydi,istedik tutmak yok:) hoş,ben tutsam da Uğur beni tutacak mıydı ki:)
bazı aşkları o yüzden anlamıyorum sanırım.. ben yanımda test çözdüğü günleri unutmam..dersaneye giderken yanımdan yürüyüşüne sevinirken şimdi nelere seviniyor o yaştaki ergenler:) 
dersanedeki seviye sınavlarından birinde sınıf düşmüştüm ama düştüğüne sevinen ilk gerzek bendim o zamanlar..çünkü Uğur benden bir alt sınıftaydı ve ben o  sınıfa düşmüştüm.. Allahın mucizelerinden bir ikincisi de sınıf tıkabasa dolu ve sadece Uğur'un yanı müsait,eyy yüce Rabbim:) dün gibi hatırlarım hissettiklerimi.. o yanımda testleri çözüp benden önce bitirmek için canını dişine takarken,ben aklımı nerelere takıyordum kim bilir ...
o günlerde Uğur "çok fena soru çözerim" dediği günlerden bir gün kalemini kaybetmiş,en sevdiğim "UĞUR'lu" kalemimi vermiştim ona..kim bilir ne oldu o kaleme? 
devamı gelecek;)yayında kalın:)